KOMİK ADAM=AVA GİDİYOR
Komik adam bir gün arkadaşıyla ava gitmiş. Ormanda yürürken, karabatak mı avlayalım, çulluk mu, yoksa karga mı, diyerek tartışmaya başlamışlar. Arkadaşı karga avında çok ısrar ediyormuş:
“ Bak komik, bütün iş ormanda bir çınar bulmakta. Çınarı bulduk mu, üstünde karga pek çoktur. Tüfek patladı mıydı vurulan kargayı pişirip yeriz. “
“ Yazık sana, karga eti yenir mi? “ demiş komik adam.
“ Yenir. Geçen hafta avda yalnızdım. Karga avlayıp, pişirip yedim. Et işte, hep bildiğimiz et. “
“ Yapma ya, tadı lezzetli miydi bari? “
“ Güzel yeniyordu ama tadı biraz acıydı. Üstüne acı biber dökülmüş bıldırcın eti gibi yani. “
“ Desene az sonra acı biberli bıldırcın eti yiyeceğiz. Bir karga vurabilsem…“
Komik adamla arkadaşı daha sonra ilerde birkaç tane çınar ağacı görmüşler. Kargalara tuzak olsun diye ayrılmışlar ve ikisi iki koldan, eller tetikte sessizce ilerlemişler. Arkadaşı muziplik olsun diye komik adama görünmeden çınar ağaçlarından birine çıkıp gak gak diye karga gibi ötmüş. Çınarın üst dallarındaki arkadaşını karga zanneden komik adam arkadaşını tek atışta vurmuş.
KOMİK ADAM=AZARBEYCAN'DA
Komik adam Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye gitmiş. Bakü, Hazar Denizi kıyısında bir liman şehriymiş. Yolları temiz, bakımlı, insanları nazik, güler yüzlü. İnsanın yüzüne gülüyorlarmış ama art niyetsiz, saf bir gülüş bu, kötülük taşımayan. Komik adam, bu Azerileri çok sevmiş. Onların oynadıkları Kafkas Oyunları’nı seyretmiş. Bakü’de çok petrol çıkarılıyormuş. Her yer petrol çıkarma istasyonuyla doluymuş. Komik adam daha sonra bir kayık kiralayıp, şöyle bir gezeyim demiş. Yanında bir de oltası varmış, belki biraz hamsi tutarım diye düşünmüş. Birkaç kayıkçı, aman kayıkla gezme 40 metrelik Hazar Denizi yılanı seni yutar, demişler. Sadece bir kayıkçı, yok be yılan, sen kiralamak kayık, gezmek denizde diyormuş. Yahudi miymiş, neymiş. Bir saatlik kiralama 500 milyon demiş. Sanki kayığı satacakmış. Komik adamın eli çok sıkıymış. Yahudi’yle bir pazarlık, bir pazarlık; 10 milyona kiralamış kayığı, paranın yarısını peşin vermiş. Kayığa binmiş, başlamış kürek çekmeye. Bakü gittikçe küçülmüş ve sonunda görünmez olmuş
Komik adam fikir değiştirip hamsi tutmaktan vazgeçmiş ve yılanı tutmaya karar vermiş. Yanında oltası, dürbünü ve elma soymak için kullandığı bir çakısı varmış. Dürbünle bakarken çok uzakta bakmış canavar yılan sarılmış yolcu gemisine sallıyor ve düşen insanları yutuyormuş. Komik adam hızla kürek çekmiş oraya doğru. Canavar yılan bir kuyruk vurmuş kayığa kayık bir yana uçmuş, komik bir yana. Canavar yılanın kocaman dikenli sırtına tutunmuş. Komik adam yılanın kulağına tırmanıp içeri yeh huu diye bir bağırmış, yılanın kulağı çınlayınca kafasını silkelemiş ve komik adam denize düşmüş. Canavar yılan gemiyi sallamayı, insanları yutmayı bırakıp, Hazar Denizi’nin derinliklerine dalıp gözden kaybolmuş. Daha sonra komik adamı gemidekiler kurtarmış ve gemi başka olay olmadan Bakü’ye varmış. Azeriler, gemidekileri kurtardığı için komik adama bir ziyafet çekip, madalya vermişler.
KOMİK ADAM= EVLENİYOR
Komik adam evlenmeye karar vermiş. Komşularına durumu bildirmiş.
Komşuları: “ Görücü usulüyle mi evlenmek istiyorsun? “ diye sormuşlar.
Komik adam: “ Hayır, görmeyici usulüyle. Nikâh defterine imzayı attıktan sonra gelinin yüzünü görmek istiyorum. Siz gider istersiniz, söz kesersiniz. Daha sonra nişanı ayrı mekânlarda yaparız “ demiş.
Komik adamın bu sözleri üzerine şaşıran ve makaraya sarıldıklarını düşünen komşuları, makarayı tersine sarmaya karar verip bir gelin adayında karar kılmışlar. Bir ay sonra nikâh salonunda imzayı atan komik adam, gelinin duvağının altından yetmişlik nine çıktığını görünce çığlıklar atarak kaçmış.
KOMİK ADAM=HAVAALANI SATIN ALIYOR
Komik adam cebine 50.000 lira koymuş ve İstanbul’a daire almaya gitmiş. Nasıl olduysa yolu Yeşilköy Havaalanı’na düşmüş. Sülün Osman da oralardaymış, yolunacak kaz arıyormuş. Komik adam’ı görünce yanaşmış:
“ Hemşerim, gel sana bu havaalanını satayım “ demiş.
Bunun üzerine komik adam:
“ Yapma ya, havaalanı senin mi? “ diye sormuş.
“ Pek tabi ki benim. “
“ Kaça satıyorsun burayı? “
“ Kaç paran var? “
“ 20.000 liram var bu cebimde. “
“ Ya öteki cebinde. “
“ O cebi karıştırma. “
“ Haydi, söyle söyle. “
“ 30 var orada ama o parayı bu pazarlığa sokmam. “
“ Bak arkadaş, sana bu havaalanını 20.000’e satarım ama uçakları da alırsan hepsi 50.000’e olur. “
“ Şu koca uçaklar mı? En azından 10 uçak var burada. “
“ Tamam, işte, hepsi 50. Anlaştık mı? “
“ Anlaştık. Al 50.000’i “ demiş komik adam ve parasının hepsini Sülün Osman’a vermiş.
Sülün Osman’da gidiş o gidiş, bir daha ara ki bulasın.
KOMİK ADAM=PARA DOLU ÇANTA
Komik adam yolda giderken, bir evin duvar dibine bırakılmış bir çanta bulur. Açar bakar çantanın içi 100’lük dolu. Tahminen 500.000 lira vardır bunun içinde der. Başlar çantanın sahibini aramaya. Sağından, solundan gelene geçene, durakta otobüs bekleyene, manava, markete sorar. “ Kardeş, bu para dolu çanta senin mi? “ diye. Kimse çıkıp da, para benim, demez. Bir kadın: “ Çantayı karakola götür. Polise teslim et. Onlar sahibini bulur “ der.
Komik adam, kadının dediğini yapar. Polisler parayı sayar. Çantada tam 700.000 lira vardır. Aradan aylar geçtiği halde para dolu çantayı arayan soran olmaz. Bu arada olayı öğrenen komik adamın karısı boşanma davası açar ve mahkemede çanta olayını anlatınca hâkim tek celsede ayrılmalarına karar verir.
KOMİK ADAM=ULUDAĞDA
Komik adam gençliğinde yılbaşı için Uludağ’a gitmiş. Hemen otele yerleşmiş ve akşam yemeği yiyip yatmış. Sabah olunca kahvaltısını yapıp tulumunu ve kar ayakkabılarını giyip gezintiye çıkmış. Ormana girmiş, ormanda ilerlerken önüne aniden uzun yeleli bir aslan çıkmış. Komik adam ilk şaşkınlığı geçtikten sonra geri dönüp kaçmaya başlamış. Bir ara ağaca çıkmış ama aslan da ağaca çıkmış. Bunun üzerine ağaçtan yere atlamış ve kaçmaya devam etmiş. Sonunda güç bela oteller bölgesine ulaşmış ve aslandan kurtulmuş. İki haftalık tatilinin kalan on üç gününü otelde geçirmiş. Bu arada arkadaş olduğu otel müdürüne olayı anlatmış ve acaba aslan beni yakalasaydı yer miydi, diye de sormuş. Bunun üzerine otel müdürü: “ Herhalde yerdi değil mi? Yoksa seni yakalayıp da, benle papaz kaçtı oynar mısın Selim Bey diyeceğini mi sandın? Sen en iyisi yakalasaydı yer miydi yoksa içer miydi diye düşünmeyi bırak ve önceki yaptığın gibi yine aslan görürsen kaç, “ demiş.
KOMİK ADAM=YEŞİL BALİNA
Afrika Kıtasının ortasında Kenya, Tanzanya ve Uganda devletleri varmış. Buralar dağlık bir bölgeymiş. İşte bu üç komşu devletle komşu olan bir göl varmış. Marmara Denizi’nden daha büyükmüş bu göl. Adı Viktorya Gölü’ymüş. Nil Nehri genelde bu orta Afrika Dağları’ndan gelen sularla oluşuyormuş. Viktorya Gölü’nün en derin yeri 1.134 metreymiş. Doğusunda Serenge Ulusal Parkı varmış. Burada orman hayvanları korumaya alınmış, yani avcıların burada avlanması yasakmış. Bu Viktorya Gölü’nde 50 metrelik, yeşil bir balina yaşıyormuş. Bundan 16 yıl önce bir İngiliz kontu okyanusta yavru bir balina tutmuş. Özel uçağının içine havuz yaptırıp yavru balinayı buraya getirmiş. Aradan yıllar geçmiş, yavru balina büyümüş ve kocaman olmuş. Balinalar bu kadar büyük olmazlar ama denizden, gölden balık tutulup balinanın ağzına atılıyor, vitamin ilaçları falan derken, deve balinası olmuş. İki doktor devamlı kontrol ediyormuş balinayı, öksürse ağzına kürekle hap atıyorlarmış. İlaçlardan rengi de değişmiş balinanın, beyazken yeşil olmuş. Durumu fark eden komik adam bir gün sessizce balinanın yanına sokulmuş: “ Arkadaş, hep kıyıda durma, gez, dolaş, yediklerini yak, uzaklaş buradan. İlaç, ilaç ne bu, hadi balık veriyorlar ye ama ilaç içme. Sonun ne olacak senin, bak 50 metre olmuşsun, 100 metre olsan ne olacak? “ demiş, anlatmış, durmuş. Sonunda yeşil balina komik adama: “ Komik, bana biraz balık getir de yiyem “ demez mi? Arkadaş olarak gayet iyiymiş ama biraz yediklerine dikkat etse daha iyiymiş.