Sultan I.Murad (Hüdavendigâr) İmareti (Osmangazi)
Bursa, Çekirge’de Sultan I.Murad, Hüdavendigâr Camisi’ni 1365-1366 yıllarında yaptırmıştır. İmareti de bu külliyeye eklenmiştir. Ancak bu yapı daha sonra yıkılmış, Sultan II.Abdülhamid tarafından 1904 yılında temelinden itibaren yeniden yapılmıştır. Bu onarımla ilgili kitabe sülüs yazı ile giriş kapısı üzerine yerleştirilmiştir:
Emirü’l-Mü’minin imâmü’l-Müslimin Halifet-i Resûl’ül-alemin Şevketlû
Kudretlû Gazi Sultan Abd’ül-Hamid Han-ı Sâni halledallahü Hilâtehu
Ve saltanatahû Efendimiz Hazretleri acd3ad-ı me’âliniyad-ı Hümayanlardan
Cennetmekân Hüdavendigâr-ı Gazi Hazretlerinin cümle-i müberrât-ı
Senniyelerinden olan bu imareti tecdiden inşa buyurmuşlardır.
Fi 12 Recep 1324 Fi 19 Ağustos 1322 (1904).
İmaret Hüdavendigâr Camisi’nin kuzey-güney uzantısında olup, Sultan II.Abdülhamid’in yaptırdığı onarımla orijinalinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır. Yeni yapı büyük salonlara ayrılmış, üzeri de ahşap bir çatı ile örtülmüştür. İçerisinde beş tane ocak yeri olup, bunların tuğla bacalarından üçü günümüze kadar gelebilmiştir. Ocak yerlerinin üzeri açık avlu şeklindedir.
İmaret üç sıra tuğla bir sıra moloz taş ile yapılmış olup, pencere ve kapıları köfeki taşındandır. Kemerler tuğla ile örülmüştür. İmaretin girişi doğu yönündedir.
Vakıflar Genel Müdürlüğü 1976 yılında imareti onarmıştır.
Sultan II.Murad (Muradiye) İmareti (Osmangazi)
Bursa, Muradiye Mahallesi’nde Sultan II.Murad, 1425-1426 yılında yaptırdığı caminin yanına bir de imaret eklemiştir.
Muradiye Camisi’nin güneybatısında yer alan imaret 13x40 m. ölçüsünde dikdörtgen bir alan üzerindedir. Yapımında üç sıra tuğla, bir sıra da moloz taş kullanılmıştır. Giriş kapısında baklava ve yıldız motiflerinin bulunduğu süslemeler dikkati çekmektedir. Giriş oldukça geniş olup, burada beş yuvarlak kemerli pencere bulunmaktadır. İmaretin dikdörtgen salonu, fırını, ocağı ve su kaynakları bulunmaktadır. Özellikle doğu yönünde yedi ayrı fırını vardır. Bunlara bitişik olan yemek yenilen küçük salonun üzeri de stalaktitli, sekizgen kasnaklı küçük bir kubbe ile örtülmüştür.
Yeşil İmareti (Osmangazi)
Çelebi Sultan Mehmet’in Hacı İvaz Paşa’ya 1415-1419 yıllarında yaptırmış olduğu Yeşil Külliye’nin bir bölümünü imaret oluşturmaktadır. Bu imaret yıkılmış ve yakın tarihlere kadar yalnızca yemekhane kısımlarına ait duvar kalıntısı gelebilmiştir.
İmaretin 9.40x4.30 ölçüsünde mutbak kısmı iki kubbeli idi. Bunun dışında bütünüyle imaret 42.43x17.80 m. ölçüsünde idi. İmaretin bölümleri çevredeki yapılanmaların altında kalmıştır.
Nilüfer Hatun İmareti (İznik)
Sultan Orhan Gazi’nin eşi Nilüfer Hatun İznik’te 1388 yılında bir zaviye- imaret yaptırmıştır. Yeşil Cami’nin kuzeybatısında, Müze, Türbe ve Lefke sokaklarının bulunduğu yerde olan imaret günümüzde İznik Müzesidir.
İmaretin doğu cephesindeki giriş kapısı üzerinde üç satırlık, 48x151 cm. ölçüsünde bir kitabesi bulunmaktadır. Bu kitabede Sultan Murad’ın (1362-1389) annesi Nilüfer Hatun için 1388’de bu imaretin yapılmasını emrettiği belirtilmiştir.
Kitabenin Türkçe’si:
Bu mamur olarak sürecek olan mübârek ve şerefli imaretin yapılmasını büyük hükümdar, kerem sahibi Hakan
Sultan oğlu Sultan, Orhan’ın oğlu Murad emretti. Annesi merhume ve makfure
Nilüfer Hatun için yedi yüz doksan senesinin Cumade’l-evvelinin başında.
İmaret doğu-batı doğrultusunda peş peşe uzanan giriş ve ibadet mekanı ile buna bitişik kuzey yönündeki iki yan kanat ve önündeki son cemaat yerinden meydana gelmiştir. Yapı bir bakıma yan mekanlı, ters T planlı yapılar grubundandır. Kare mekanlı giriş pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Bu kubbenin ortasında yuvarlak bir aydınlık feneri vardır. Buradaki giriş kapısının iki yanında da iki pencere bulunmaktadır. Giriş mekanından sonra 0.63 m. yüksekliğinde doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı bölüm kemerle ikiye ayrılmıştır. Bunlardan doğudaki bölümün ortasında sekiz dilimli, batısında da yuvarlak kubbeler bulunmaktadır. Büyük kubbeli kısımdan sonraki bölüm mescit bölümüdür. Burası bir kemerle ayrılmış ve üzeri iki küçük kubbe ile örtülmüştür. Mihrap girişin karşısında olmayıp, kıbleye yönelik sol duvarın ortasındadır. Ancak yapının son onarımı sırasında imaretin bu özelliği dikkate alınmamış, duvar sıvanmış ve mihrap ortadan kalkmıştır. İmaretin kuzey ve güney doğrultusundaki dikdörtgen yan kanatlar, kemerlerle kareye dönüştürülmüş ve üzerleri Türk üçgenleri ile geçişi sağlanan kubbe ile örtülmüştür. Aynı zamanda bu kubbeli ve ocaklı bölümler zaviyenin misafir odaları olarak da nitelenebilir. Batı ve yan duvarlarında altlık ve üstlük olmak üzere birer pencere bulunmaktadır. Doğu duvarında ise ocak nişi ile mazgal pencereler vardır.
İmaretin önünde, kuzey-güney doğrultusundaki dikdörtgen son cemaat yeri, iki taraftan yan kanatların bir bölümünü açıkta bırakmıştır. Cephelerde tuğla ve taşlardan oluşturulmuş çeşitli motifler dikkati çekmektedir. Ayrıca giriş cephesindeki pencerelerin kemerleri testere dişi şeklinde frizlerle çevrilmiştir. Bunların alınlıkları kesme taş ve tuğladan motifler içermektedir. İçlerinden bir tanesi de dama taşı şeklindedir. Ayrıca zengin biçimde alçı kabartmalara da rastlanmaktadır.
XIX.yüzyıl sonlarına kadar imaret işlevini sürdüren bu yapı, İznik’i Yunan işgali sırasında büyük ölçüde tahrip olmuştur. Cumhuriyet döneminde bir süre depo olarak kullanılmış, bu arada onarılmış, binanın çevresini kuşatan ekler ortadan kaldırılmış ve bugünkü görünümünü almıştır. Kültür Bakanlığı’nca 1955 yılında müze olarak ziyarete açılmıştır.
Orhan Gazi İmareti (İznik)
Yenişehir Kapısı dışında, Orhan Gazi’nin 1334-1335 yıllarında yaptırdığı imaret günümüze gelememiştir. Orhan Gazi imareti yaptırdıktan sonra, burada kendi eliyle ilk aşı halka dağıtmıştır.
İmaretin temelleri ve bugün İznik Müzesinde bulunan kitabe parçaları 1963 yılında yapılan kazı sırasında ortaya çıkarılmıştır. Bu kalıntılara dayanılarak imaretin duvarlarının çini ile kaplı olduğu, üzerinin de kubbe ile örtülü olduğu anlaşılmıştır. İmaretin üzeri kubbe ile kaplı bir avlusu, bunun ardında bir mescidi, iki yanında da misafirhane olarak da kullanılan mekanlar bulunuyordu.
İznik’te Çandarlı Hayreddin Paşa, İbrahim Paşa ve Halil Paşa buradan geçenlerin misafir edilmeleri ve doyurulmaları için bir takım zaviye-imaretler yaptırmıştır. Ayrıca bunlar için de vakıflar hazırlamışlardır. Bu imarethanelerin kitabeleri İznik Müzesinde bulunmalarına rağmen onlarla ilgili hiçbir iz günümüze gelememiştir.
Karacabey İmareti (Karacabey)
Karacabey İmareti Fatih Sultan Mehmet döneminde Abdullah oğlu Dayı Karaca Beg’in emri ile 1456-1457 yılında yapılmıştır. Giriş kapısının kemeri üzerinde 2.65x0.72 m. ölçüsünde üç satırlık mermer bir kitabe bulunmaktadır. Bu kitabede:
Bu imaretin yapılmasını sekiz yüz altmış bir hicri tarihinde Murat Han oğlu Sultan Mehmet’in devleti günlerinde, Allah’ın rahmetine muhtaç, merhum, mağfur, saadetli ve şehit, büyük emir, hatırlı komutan Abdullah oğlu Dayı Karaca Beg emretmiştir. Yazılıdır.
Ekrem Hakkı Ayverdi 1455 tarihli Vakıf Defterine göre, bu imaretin kitabesinde belirtilen tarihten önce yapıldığını ileri sürmektedir. İmaret 1853 depreminde harap olmuş, daha sonra Yunanlılar tarafından tahrip edilmiş, 1971-1972 yıllarında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce onarılmıştır. Yapı halen cami olarak kullanılmaktadır.
İmaret Erken Osmanlı döneminde uygulanan ters T zaviyeli plan düzenindedir. Ön kısmında altı sütunun birbirleri ile ve duvarlarla bağlantısını sağlayan kemerlerle beş bölüme ayrılmıştır. Bunların üzerleri küçük pandantifli kubbelerle örtülmüştür. Girişte kubbeli iki kare mekan bulunmaktadır. Bunlardan öndeki daha geniş olup, bir kemerle arkadaki ibadete ayrılan bölümden ayrılmıştır. Girişin hemen sağ ve soluna da imaretin yan kanatları eklenmiştir. Bunların üzerleri pandantifli birer kubbe ile örtülmüştür. Son cemaat yeri ile bu bölümler arasındaki holün sağ tarafına da sonradan yapılan bir minare eklenmiştir.
Sinan Paşa İmareti (Yenişehir)
Osmanlı Sadrazamı ve Yemen Fatihi Sinan Paşa Yenişehir’de cami ve medreseye 1572-1573 yıllarında bir imaret eklemiştir.
Sinan Paşa Medresenin kuzeydoğusunda yer alan imaret L planı şeklindedir. Biri eğri, diğer ikisi dikdörtgen olan mekanlardan meydana gelmiştir. Bunlardan kuzeydeki bölüm dikdörtgen planlı olup, kemerlerle kareye dönüştürülmüş ve üzerleri kubbe ile örtülmüştür. Güney duvarındaki bir kapı, kuzey duvarında da birer mazgal penceresi bulunmaktadır. İmaretin duvarları dışa kapalıdır. Ayrıca doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı diğer mekan yine bir kemerle ikiye bölünmüştür. Her iki bölümün de üzeri birer kubbe ile örtülüdür. İmaretin üçüncü bölümü doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. İki kemerle de birbirine eşit, üzerleri kubbeli üç bölüme ayrılmıştır. İmaretin doğu kanadındaki mekan ise, yine dikdörtgen planlı olup, burası da bir kemerle ikiye ayrılmış ve üzeri kubbe ile örtülmüştür.
İmaret yanındaki medrese duvarları gibi moloz taş ve tuğla ile yapılmıştır. Duvar örgüsü düzenli olmayıp, 1-2 moloz taş ve yine aynı şekilde tuğladandır. İmaretin kapı ve pencere kemerleri, aydınlık fenerleri, testere dişi tuğla frizlerle hareketlendirilmiştir. Yalnızca kapı ve pencere söveleri, lentoları taştandır.