Bursa Atatürk Anıtı (Osmangazi)
Bursa Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtını Heykeltıraş Nijad Sirel (1898-1959) 1927 yılında yapmıştır. Atatürk, bu anıtın Atatürk anıtları içerisinde en çok kendisine benzeyeni olduğunu belirtmiştir.
Mermer bir kaide üzerinde Atatürk askeri giysisi içerisinde, at üzerinde tasvir edilmiştir. Atatürk sağ eli ile batıyı işaret etmektedir. Bununla da batı uygarlığına yaklaşmamız gerektiğini ifade etmektedir. Beyaz mermerli tabanın ön yüzünde;
“Bu aziz heykelin önünde duran Türk hürmetle eğil. O milletini kurtaran, Cumhuriyeti kuran, aleme yeni bir tarih yaratan Gazi Mustafa Kemal’dir” yazılıdır. Kaidenin sağ tarafında “29.I.Teşrin.1339 (1923) Cumhuriyetin kuruluşu”; sol tarafta da “11.Eylül 1338 (1922) Bursa’nın kurtuluşu” yazılıdır.
Şehitler Anıtı (Osmangazi)
Bursa, Tophane’de Osmangazi Türbesi’nin bitişiğindeki Şehitler Anıtı Kurtuluş Savaşı sırasında, Bursa Yunanlılardan kurtarılırken 11.Eylül 1922’de şehit olan 14 asker için dikilmiştir.
Şehitler Anıtı dört köşeli bir kaide üzerine bir mermi şeklinde yerleştirilmiştir. BU taş kaide üzerine “Burada yatan askerin şehit düştükleri muharebe, öyle muazzam bir zaferle nihayet bulmuştur ki, neticesinde Bursa ikinci defa fethedilmiş ve kadim Osmanlı Hükümeti nihayet bularak Hükümeti Cumhuriyetimiz teessüs etmiştir. Bu şehitler, bu eserlerin abidei mashariyetidir. Mukaddes ruhlarına Fatiha 1338 (11.Eylül.1921)” yazılıdır. Ayrıca bu anıtın arkasında da bu şehitlerin mezarları bulunmaktadır.
Beştaş Anıtı (Obelisk) (İznik)
İznik’in 5 km. kuzeyinde, bahçeler arasındaki bu mezar anıtı, Nikaia’dan (İznik) Nikomedia’ya (İzmit) giden eski Roma yolu üzerinde Elbeyli’dedir. Bu mezar anıtının üzerindeki Grekçe kitabe Nikaeia kapılarını yaptıran Cassius Chrestus’un kardeşi veya yeğeni C.Cassius Philiscus'a aittir.
Anıt, 3 m. yüksekliğinde, 2 m. genişliği olan gri damarlı kesme taşlardan yapılmış kare prizma şeklindeki bir kaide üzerine oturmuştur. Bunun üzerinde 46 cm. yüksekliğinde, köşelerine palmetli akroterler yerleştirilmiştir. Bu kaidede üç yüzeyli, yukarıya doğru yükselen ve birbiri üzerine demir kamalarla oturtulmuş beş beyaz mermer blok yerleştirilmiştir. Bundan ötürü de bu anıta Beştaş ismi yakıştırılmıştır.
Günümüze gelebilen konumu ile yüksekliği 12 m.dir. Beşinci taşın üzerinde, altıncı bir taşın olduğu ve sonra onun düşerek yok olduğu bilinmektedir. Anıtın geniş olan birinci taşı üzerindeki Grekçe kitabede ; “C.Cassius Philiscus, C.Cassius Asklepiodotus 'un oğlu, 83 yıl yaşadı" yazılıdır.
Kitabede ismi geçen C.Cassius Asklepiodotus, Nikaia'nın ileri gelen zengin ailelerinden bir kişi idi. M.S. 66 yılında Roma imparatoru Neron (54-68) tarafından sürgüne gönderilmiş tüm varlığına el konmuş, İmparator Galba (68-69) tarafından Nikaia'ya geri dönmesine izin verilmiştir.
Anıtın kaidesinin iki yanında görülen ayak izleri ve bağlantı yuvaları, bu kısımda bronz heykellerin bulunduğunu işaret etmektedir. Anıtın en üstünde bulunan ve kaybolan altıncı taşın üzerinde bronzdan zafer tanrıçası Nike'nin veya Zeus’un kartalı ile heykelinin bulunduğu sanılmaktadır. Anıtın toprağa gömülü olan alt bölümünde mezar odası bulunmaktadır. Ancak burası kaçak kazılarla tahrip edilmiştir.
Beştaş Anıtı, mezar odası ve üzerindeki sütun ile bir bütün olarak kendine özgü bir mezar anıtıdır.
Yeraltı Mezar Anıtı (Hypoge) (İznik)
İznik’te Erken Hıristiyanlık dönemine ait bu mezar anıtı, ilçe merkezinin 5,5 km. kuzeybatısında, Elbeyli’ye giden yolun doğusunda, halk arasında Hespekli denilen yerde, Çaltepe Çamlığı’nın yakınındadır. Bu anıt 1967 yılında Karayolları ekiplerinin yol yapımında kullanmak üzere taş alımı sırasında ortaya çıkmıştır.
İznik’teki en eski Hıristiyan dönemi eseri olan bu anıt, MS.IV.yüzyılın ortasına tarihlendirilmektedir. Hipogede, MS.II.yüzyıla ait ve üzerinde Herakles’in mitolojik 12 görevinin tasvir edildiği bir lahit parçası bulunmuştur.
Hipogenin mimari yapısı oldukça sade olmasına karşılık, üzerini örten tonoz örtüsünün tavanı ve duvarlarındaki bezemeler ilk yapıldığı şekli ile, hiç bozulmadan günümüze ulaşmıştır. Burada geometrik ve bitkisel motiflerin yanında kantharostan (antik dönemde kullanılan iki kulplu kap) su içen karşılıklı bir çift Tavus kuşu resmedilmiştir. Batı duvarında kapının iki yanında kuyrukları kabarmış iki tavus kuşu cepheden işlenmiştir. Her ikisinin başı kapıya doğru çevrilmiştir. Beyaz zemin üzerinde yer alan tavus kuşlarının gövdeleri koyu mavidir. Erken Hıristiyan sanatında ölümsüzlüğü temsil eden tavus kuşu, burada bir vazodan su içmektedir. İnanışa göre bu bir refrigerium sahnesidir. Burada ölümsüz olan ruh yenilenme amacıyla susuzluğunu gidermektedir.
Mezar odası doğu batı uzantılı, dikdörtgen planlı olup, 3,79x2,75 m. ölçüsündedir. Anıtın yüksekliği 2,30 m.dir. Duvarlar moloz taş ve tuğladan, tonoz ise kare yassı tuğlalar, kireç kum harcı ile örülmüştür. Batı duvarının kalınlığı 0,85 m.dir. Mahalli rekristalize kalkerlerle sınırlanan kapı boşluğu, aynı taştan yekpare bir kapıya sahiptir.
Girişin dışında, duvarlara paralel, tuğladan örülmüş üç mezar bulunmaktadır. Ancak bu mezarlar kaçak defineciler tarafından kazılmış ve geriye yalnızca kemikler ile bir yağ kandili kalmıştır. Buradaki daire içerisine alınmış haçın önemli bir bölümü de yok edilmiştir. Haçın iki yanında sarı zemin üzerinde kahverengi, altı beyaz-siyah çizgili, kırmızı gagalı birer sülün de resmedilmiştir. Bunların dışında kalan güney duvarı, en üst noktasına kadar ağaç motifli, palmiye dallı, akantus yapraklı ve sarı renkteki elma tasvirleri ile bezenmiştir. Bunların üzerinde de bir başka keklik dikkati çekmektedir. Panoların üst köşelerinden aşağıya doğru simetrik spiral motifleri yerleştirilmiştir. Tavus kuşlarının arkasında yaprak kümeleri üzerinde güvercinler, kırlangıçlar da bulunmaktadır.
İznik Müzesi’nin denetimi ve koruması altında olan bu mezar anıtı, birkaç yıl öncesi demir kapısı kırılarak soyulmuştur.
Berber Kaya (İznik)
İznik’te Lefke Kapısı’ndan şehir mezarlığına giden yolun kuzeyinde bağ ve bahçeler arasında Abdülvahap Sancaktarının mezarı bulunmaktadır. Bu yolun sonundaki Elmalı Dağı’nın yamaçlarında halkın Berber Kaya dediği koyu gri kalkerden bir mezar odası vardır.
Bu mezar odasının çevresinde de bir takım mezar kalıntıları ile karşılaşılmıştır. Bithynia, Roma ve Bizans dönemlerinde bu yörenin nekropol alanı olduğu da bilinmektedir.
Mezar anıtının kademeli setleri halk arasında eski berber dükkanlarındaki oturma kademelerine benzetilmiş, bu yüzden de Berber Kayası ismi buraya yakıştırılmıştır.
Buradaki Berber Kaya, tek bir kaya kütlesinden yontularak yapılmış, büyük olasılıkla da Helenistik Çağ’dan (MÖ.300-MS.20) kalmış bir anıt mezardır. Bu anıt mezarın oğlundan kaçmak için sığındığı ve Nikaia’da yakalanarak öldürülen Bithynia kralı II.Prusias (MÖ.185-149) için yapıldığı bilinmektedir. Ancak bu anıt mezar defineciler tarafından tahrip edilmiş ve ön kısmı tamamen yıkılmıştır. Günümüze gelebilen mezar odasının 4.38x5.00 m. ölçüsünde, yüksekliği de 3.90 m.dir.
XVIII.-XIX.yüzyılda bölgeyi gezen gezginler bu anıtsal mezarı görmüş ve resimlerini çizmişlerdir. Bunlardan R.Pococke mezar odasının uzunluğunun 14 ayak 6 inç, genişliği 12 ayak 10 inç olduğunu yazmıştır. Yekpare blok taştan ev biçiminde yapılan mezar odasının köşelerinde bir takım plasterler bulunmaktadır. Ayrıca bunların kaide ve başlıkları da iyi bir durumda günümüze gelebilmiştir. Mezar anıtının iki dar cephesinde üçgen alınlıklar ve içlerinde de yuvarlak kabartma kalkan motifleri bulunmaktadır. Anıtın alınlık ve saçak altında bir sıra kurt dişi motifi de görülmektedir. Mezarın üst örtüsü Pampylia tipi lahitlere benzemektedir.
Bu anıt İznik’te Helenistik dönemden kalan en eski eserdir.