qizemin web sayfasý
  вυяѕα ∂єяgαнℓαяı
 

İsmail Hakkı Dergâhı (Osmangazi)

İsmail Hakkı Dergâhı XVII.yüzyılda, İsmail Hakkı tarafından kurulmuştur. İsmail Hakkı, 1652 yılında doğmuş, çeşitli hocalardan ders almış ve tasavvufta halifelik unvanını kazanmıştır. Bundan sonra Bursa’ya yerleşmiş, kendi maddi olanakları ile bu dergâhı yaptırmıştır.

Bu dergâh semahane, çilehane, harem ve müştemilat bölümlerinden oluşmuştur. Yapı topluluğunun doğusunda bulunan harem bölümleri yıkılmıştır. Günümüzde öğrenci yurdu olarak kullanılmaktadır.

Günümüze gelebilen semahanenin bulunduğu bölümün giriş kapısı üzerinde 1722 tarihli talik yazılı yapım kitabesi bulunmaktadır:

Kale İsmail Hakkı el-Münzevi
Fi makamı salikünkad hüda
Celvetiyyül-intisâb fit-tarik
Ekberiyyüş- serefmen erşidu.
Veffak-Allahül-müstean
Min yediy kad kame hazelmeşhed
Bel hüve’l-faal lâ fih şerik
Vahhidu ilâhe tealâ vahhidu
Ve-falu!l-hayre recali’l-felah
Vez-kürullahe kesiren tehdedu
Eyyühes-sufiyye ehlüssafe
In eredtümiktirane fescüdu
Bi kalemi’l-fakir seyyid Âsım
Kale lit-tarih banihi fakir
Teme beytullah sallû va’büdu
Zilhicce sene 1135. (1722).

Bu kitabenin bulunduğu yuvarlak kemerli semahane girişinden sonra yine kemer alınlıklı bir kapıdan üzeri tonozla örtülü çilehane bölümüne girilmektedir. Burada üç tane niş yer almaktadır. Çilehanenin üzerindeki ve yanındaki odalar yurt olarak kullanılmıştır.

Dergâhın önüne 1964 yılında yapı ile bağdaşmayacak biçimde bir minare yapılmıştır. Dergâhın banisi İsmail Hakkı’nın mezarı bahçede bulunmaktadır.


Karabaş Dergâhı (Osmangazi)

Başçı İbrahim Mahallesi’nde, Çardak Sokağı’nda bulunan bu dergâh, oldukça geniş bir bahçe içerisindedir. Bu bahçede dikdörtgen bir alana tek katlı olarak semahane ayrı bir yapı olarak eklenmiştir. Dergâhın büyük ölçüde bir semahane bölümü vardır. Semahanenin duvarları ahşap hatıllı ve tuğla dolgulu olarak moloz taştan yapılmıştır. Üzeri alaturka kiremitli bir çatı ile örtülüdür.

Giriş kapısı ahşaptan olup, dikdörtgen pencereleri giyotin tipindedir. Semahanenin içerisi sekiz ahşap direğin taşıdığı ahşap bir kubbe ile örtülmüştür. Ahşap kubbenin eteğini beyaz zeminli, bitkisel motiflerden oluşan sülüs yazılı bir bordür çepeçevre çevirmektedir. Bu direklerin arkasında da ahşap korkulukların ayırdığı bir balkon kısmı bulunmaktadır.


Numaniye Dergâhı (Osmangazi)

Bursa Çatalfırın semtinde, Çiçek tekke Çıkmazı’nda bulunan Numaniye Dergâhını, Hekimoğlu Ali Paşa 1689-1758 yıllarında yaptırmıştır.

Dergâh oldukça geniş bir alanda iki katlı ve ahşap olarak yapılmıştır. Dergâhın kuzeybatı ve güneyinde iki avlu kapısı vardır. Bunlardan kuzeybatıdaki girişin üzerine talik yazı ile mermere 1802 tarihli onarım kitabesi yerleştirilmiştir. Bu kitabe 1.00x0.70 m. ölçüsünde olup, Şair Tahsin tarafından yazılmıştır:

Veziri Azam Sultan selim Sâlis Gazi
Cenabı âsaf-ı Yusuf Ziya Paşa İsa hu
Ki ihyayı dilü-din eylemektir daima kasdı
Aziz mısridarın olmasında sırrı hikmet şu
Ulüvv-ü himmet-i âsarıdır mânayı hayrunnas
Biri de işte ezcümle bu ziba tekkei dilcû
Heleben bildiğimse gelmemiştir bir dahi gelmez
Rehi ikbâl-i tevfik-i hudadır böyle devletlû
Hemişe mesnedinde ömrü ikbâl mezid olsun
Bu zibai tekkede virdi zeban oldukça Allah Hû
Dili pür cevher Tahsin irşad etti bu tarih
Bu dergâhtan yürü kim câyı Hakka doğru yoldur bu 1217
Haki pür maâl Mehmed Sıdkı gufire zünubühu.

Semahane girişinden çıkılan ikinci kata sonraki yıllarda bir mihrap konmuş ve burası mescide dönüştürülmüştür. Bu mescidin giriş kapısı üzerinde de Kuran’dan alınmış ayetler bulunmaktadır. Buradaki ahşap kapı Sultan III.Selim dönemine tarihlendirilmektedir. Bu bölüm, doğu duvarında altı, güney duvarında da iki pencere ile aydınlatılmıştır. Girişin sağındaki bir kapıdan da ahşap kafesli bölüme geçilmektedir. Buradaki ahşap tavanın ortasında altı köşeli yıldız ve bitkisel motiflerden oluşmuş bir tavan göbeği vardır.

Semahane ve haremin doğusunda harap durumda olan selamlık bulunmaktadır. Hamam, mutfak, hela gibi bölümler derg3ahın batısındaki avlunun etrafında sıralanmıştır.

Dergâhın vakfiyesinden öğrenildiğine göre de; üç çeşmesi bulunuyordu. Bunlardan iki tanesi günümüze gelememiş, hareme bitişik çeşmenin ise sadece ayna duvarları kalmıştır.


Selami Dergâhı (Osmangazi)

Yeşil Külliyesi’nin yakınında bulunan bu dergâhı, 1692 yılında ölmüş olan Celveti Şeyhi Selami yaptırmıştır.

Günümüze oldukça harap durumda gelebilen bu yapının sekizgen kaideli minaresi dikkati çekmektedir. Minare iki sıra tuğla ve bir sıra moloz taştan yapılmıştır.

Dergâhın avlusunda mezarlar bulunmakta olup, bunlardan bir tanesi de Emir Sultan’ın müritlerinden Zakir Baba’ya aittir.


Üftade Dergâhı (Osmangazi)

Bursa, Pınarbaşı semtindeki bu dergâh, Üftade Camisi ile birlikte 2.507 m2’lik bir alanı kaplamaktadır. XVI.yüzyılda Üftade tarafından yapılan dergâh, semahane, selamlık, harem, çilehane ve çeşmeden oluşuyordu. Aynı zamanda cami ile de bütünleşmiştir. Semahane ile cami aynı çatı altında olup, bu bölüm son cemaat yeri olarak da kullanılmıştır. Semahanenin kuzeyinde olduğu sanılan selamlıktan hiçbir kalıntı günümüze gelememiştir. Çilehane ise iki katlı, kare planlı, ahşap tavanlı basit bir yapıdır.


Kalenderhane (Osmangazi)

Bursa Pınarbaşı semtinde bulunan Kalenderhane XVI.yüzyılda yapılmıştır. Banisinin ismi bilinmemektedir. Osman Gazi Ortaokulunun kütüphanesi olarak kullanılmaktadır.

Kalenderhanenin sivri kemerli alınlıkları olan üç giriş kapısı vardır. Kubbe ile örtülü olan bu yapı, sivri kemerlerin taşıdığı bir kubbe ile örtülmüştür. Yapı üç sıra tuğla, bir sıra köfeki taşından yapılmıştır. Batı duvarında üç, doğu duvarında da sivri kemer alınlıkları olan bir pencere ile içerisi aydınlatılmıştır.


Yakup Çelebi Zaviyesi (İznik)

Yakup Çelebi Zaviyesi’ni Sultan I.Murad’ın (1362-1389) oğlu, Karesi Valisi olan Yakup Çelebi yaptırmıştır. Yakup Çelebi, Sultan I.Murad’ın Kosava Savaşı’nda, 1389’da şehit olması üzerine kardeşi Yıldırım Beyazıt tarafından saltanat iddiasında olmaması için boğdurularak öldürülmüştür. Yakup Çelebi babasının yanına, Hüdavendigâr Türbesi’ne gömülmüştür. İznik’teki zaviyenin yanında bulunan türbesi ise bir makamdır.

Bu zaviye XIV.yüzyıla tarihlendirilmektedir. Bu yapı 1919 yılına kadar imaret olarak kullanılmış, 1934’te de müzenin deposu olmuş, 1963 yılında da onarılmıştır.

Zaviye kuzey-güney doğrultusunda, giriş ve ibadet mekanı olmak üzere iki bölüm ve onlara bitişik iki yan kanat ile bir son cemaat yerinden meydana gelmiştir. Giriş kısmı doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Bunlar yuvarlak kemerlerle kareye dönüştürülmüş, üzeri de pandantifli birer kubbe ile örtülmüştür.

İbadet mekanı kare planlı olup, üzeri üçgen pandantifli bir kubbe ile örtülüdür. Güney duvarının ortasına yarım yuvarlak mihrap nişi yerleştirilmiştir. Girişin iki yanındaki kare planlı yan kanatlar birbirlerine eş olup, ayna tonozlu bir üst örtü sistemine sahiptirler. Doğu ve batı doğrultusundaki son cemaat yeri köşelerde L, ortada da T şeklinde dört paye ve bunları birbirine bağlayan kemerlerden oluşmuştur. Beş bölümlü son cemaat yeri tonozlarla örtülüdür.


Turâbi Efendi Zaviyesi (Keles)

Bu zaviyenin Valide Sultan’ın kethüdâsı Yusuf Efendi tarafından 1797-1798 yıllarında yaptırıldığı ve içerisine de eşyalar vakfedildiği sanılmaktadır.

Zaviye kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı, ahşap tavanlı bir yapıdır. Güney duvarı ekseninde yarım yuvarlak mihrap nişi bulunmaktadır. Kuzey yönündeki bir kapıdan içerisine girilen zaviye, mihraba simetrik iki, kuzey duvarının batısında da altlı üstlü pencerelerle aydınlatılmıştır.


Garipçetekke Köyü Dergâhı (Mustafakemalpaşa)

XX.yüzyıla tarihlendirilen eski bir haritada Garipçetekke Köyü’nde bir dergâhın bulunduğu işaret edilmiştir. Bu dergâh ile ilgili kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Günümüzde haritada işaret edilen yerde kitabesiz bir mezar taşı ile Bizans dönemine ait bir paye vardır. Bunun dışında bu dergâh ile ilgili hiçbir iz günümüze gelememiştir.


Emir Sultan Dergâhı (Yıldırım)

Bursa, Emir Sultan Camisi’nin yakınında yer alan bu dergâhın ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır.

Dikdörtgen planlı olan dergâh, iki katlıdır. Giriş kapısı güney cephesinde yer almaktadır. Her iki katta bir sofanın çevresinde dörder oda bulunmaktadır. Üst kattaki geniş odanın pencereleri üzerinde, tavan pervazlarında çiçek ve kıvrık dallardan oluşan bir bezemesi vardır. Ayrıca odalardaki raflar ve pervazlarda da buna benzer bezeme ile karşılaşılmıştır.

Yapı moloz taş, kerpiç ve ahşap hatıllı olarak bağdadi tekniğinde yapılmış, üzeri geniş bir saçakla örtülmüştür. Günümüze harap bir durumda gelebilmiş olup, dergâhın yanında kitabesiz bir çeşme de bulunmaktadır.


Hüsamettin Dergâhı

Bursa Gökdere Mevkiinde yer alan bu dergâhın da ne zaman ve kimin tarafından kurulduğu bilinmemektedir.

Moloz taştan yapılan altlı üstlü pencerelerin sıralandığı çatı ile örtülü bir yapıdır. Çeşitli dönemlerde yapılan onarımlar nedeni ile orijinal konumundan uzaklaşmıştır.


Pustinpûş Baba Zaviyesi (Yenişehir)

Osmanlı kaynaklarında Yenişehir’deki Pustinpûş Baba Zaviyesi’nin Sultan I.Murad (1362-1389) tarafından yaptırıldığı belirtilmektedir. Bu dergâhtan F.Taeschner, H.Dernschwem gibi gezginler XVI.-XVII.yüzyıllarda söz etmişlerdir. Ayrıca Matrakçı Nasuh’un 1537 tarihli minyatüründe de bu zaviyenin çizimi bulunmaktadır. Evliya Çelebi de bu zaviyeyi görmüş ve Seyehatnamesi’nde;

“Ziyaret-i sahib-i tarik al-i aba eş-şeyh hazret-i Pustin Pus Baba Horasan erenlerinden ulu sultandır ve Bursa yolunda şehrin haricinde Kılıç Dede ve Pustin Baba asitanesinde, Orhan Gazi oğlu şehzade meftundur” diye söz etmiştir.

Ekrem Hakkı Ayverdi ise XVI.yüzyıla ait tahrir defterlerindeki kayıtlara dayanarak bu zaviyenin Orhan Gazi tarafından yaptırıldığını belirtmektedir. Ayrıca, Pustinpûş Baba unvanı ile tanınan bu kişinin Seyyid Mehmed Hammari olduğuna da açıklık getirmiştir.

Bu yapı kuzey yönündeki bir dehliz ile sınırlanan büyük bir ibadet mekanı ile onun kuzey ve güneyine bitişik iki yan kanattan meydana gelmiştir. İbadet mekanı kare, giriş dehlizi ise uzunlamasına dikdörtgen, güney ve kuzeydeki kanatlar da yine dikdörtgen planlıdır. İbadet mekanı ve yan kanatlar kubbelerle örtülmüştür. İbadet mekanının doğu ekseninde giriş kapısı bulunmaktadır. Güney duvarı ortasına dikdörtgen mihrap nişi yerleştirilmiştir. İbadet mekanı doğu duvarında iki, batıda bir, kuzeyde de bir olmak üzere altlı üstlü pencerelerle aydınlatılmıştır. İbadet mekanını örten kubbede dört tromptan sekizgen kasnağa geçilmiş, bu kasnağın üzerindeki yuvarlak kuşağa da kubbe oturtulmuştur.

Yapı topluluğu bir sıra düzgün kesme taş ve üç sıra tuğla ile örülmüştür. Altlık pencere kemerleri ve kasnaklarında aynı örgü sistemi kullanılmıştır. Tüm kemerler dışarıdan tek sıra tuğla ile sınırlanmıştır.


Reyhan Paşa Zaviyesi (Yenişehir)

Yenişehir ilçesinde Prf.Dr.Oktay Aslanapa başkanlığında kazı çalışmalarını yürüten İstanbul Üniversitesi ekibi, 1969 yılında bir tarla içerisinde zaviye kalıntılarını ortaya çıkarmıştır. Burada bulunan Reyhan Paşa’nın mezar taşında 1333-1334 tarihi okunmuştur. Buna dayanılarak da bu zaviyenin XIV.yüzyılın ilk yarısında yapıldığı anlaşılmaktadır.

Topkapı Sarayı Müzesi arşivindeki belgeler arasında Reyhan Paşa’nın Yenişehir’de bir zaviye yaptırdığına dair kayıt bulunmaktadır. Ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde de Yenişehir’deki Reyhan Paşa Zaviyesi ile ilgili bir kayıt bulunmaktadır. Zaviye ile ilgili kalıntılar planı ve mimarisi ile ilgili yeterli bilgi vermemektedir.

 
 
  Bugün 6507 ziyaretçi (9911 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol